Tokio Hotel 2009 Röportaj

tarafından **~ ğяάffiтiάИqєL** C.tesi Ekim 17, 2009 10:49 pm

-KırmızıLarı ben yazmadım..!

[size=13pt]Nokia Hayran Soruları[/size]

* Ingrid ve Klaus 'un THyle resimleri

Q: Yeni albümünüz konulu bir albüm mü olacak?

Tom: Aslında bence konulu albümler saçmalık. İyi şey ise..bu tanım bize çok uyuyor.

Bill: Konulu bir albüm yapmaya uğraşmadık.Zaten genel olarak birbirlerine uyumlu olmalıydılar. Bir albüm her zaman yapmak istediğiniz şeyleri yansıtmalıdır,müzikal olarak da. Ve bu bakımdan genellikle uyumlu oluyorlar. En iyisi de o anki görünüşünüze de uyuyor. Bence bizim için bu işe yarıyor.

Tom: Gustav'ın görünüşüne uyuyor.

---

Q: Tom'u görünüşünü bu kadar kökten değiştirmesi için kim ikna etti?

Bill: O bendim.

Tom: Saçma konuşmayı kes Bill.Gerçekten zırva bunlar..

Bill: Size söylemeliyim,Tom yeni kasketler sipariş etmeliydi çünkü eskilerin hepsi delik delikti ve artık onları takamıyordu.

Tom: Ama en iyisi de yeni Tom-kasketleri aldım ve çok uyuyorlar.Ama gerçekten .. o kadar da fazla değişmedim.

Bill: Evde ağladı.

Tom: Aslında..rastalar gitti ,ve..

Bill: Ve onu saçını siyaha boyaması için ikna ettim.

Tom: ..Ve bu da bir yalan.

Bill: Ve sonuçta daha havalı görünüyor,benim gibi.

---

Q: Öldükten sonra tekrar yaşama dönmeye (reenkarnasyon) inanıyor musunuz?

Bill: Oh,evet.Tekrar insan gibi mi doğacaksınız ve her şey aynı mı olacak bilmiyorum , ama öldükten sonra bir tür yaşam olduğuna inanıyorum.

Georg: Umarım.

Bill: Bunun hakkında saatlerce düşünebilirim..

Tom: Ben bir şekilde ruhunuzun asla ölmeyeceğine inanıyorum.

Bill: Aynen,ben de.

Tom: Zaten bunları Ingrid ve Klaus* la da konuştuk.. bunun hakkında gerçekten sonsuza kadar düşünebilirsin.

Bill: Ama kesinlikle öldükten sonra her şey bitmiyor.

Gustav: Evet.. buna ben de inanıyorum.

---

Q: Michael Jackson'un ölümü sizi etkiledi mi? O sizin için bir ilham kaynağı veya idöl olmuş muydu?

B: Aslında bunun hakkında fazla konuşmak istemiyorum.Çünkü bana göre bütün ünlülerin birden bu konuda konuşmaya başlayıp insanları da konuşturmaya çalışması çok korkunç. Ve birden herkes büyük bir Michael Jackson hayranı oldu. Evet, sizi.. tabii ki herkes kendine göre etkilenmiştir, ve tabii ki bu çok üzücü ve korkunç bir hikaye. Ama bence bu medya tarafından sömürülmemeli ve bu yüzden bu konu hakkında konuşmak istemiyorum. Kendi haline bırakın...

---

Q: Hiç çok fazla ünden korktunuz mu?

B: Çok fazla ün? Hayııır. Bence, yani tabii ki hayatımızı değiştirdi, ama zaten bunu bunun için yaptık. Bir şekilde üne bağımlı olduğumuzu söyleyebilirsiniz. Tabii ki her insana ulaşabilmek ve bir sürü hayran edinmek istiyorsunuz, bu bütün müzik gruplarının amacıdır. Bu yönden bakınca aslında üne bağımlı oluyorsunuz. Ne kadar olursa olsun yeterli gelmiyor.

---

Q: Eğer bir kız olsaydınız gruptan hangi arkadaşınıza aşık olurdunuz?

Bill: Georg. Söylemek zorundayım, şuan bile onun çok çekici olduğunu düşünüyorum.Ve eğer o bir kız olsaydı ben ona aşık olurdum.

Tom: Hayııır..

Georg: Hayıır, kız olsaydın kime aşık olurdun diyor dostum..

Bill: Oh,ben mi kız olsaydım?

Tom: Aslında sence gruptaki en ateşli adam kim diye soruyor.

Bill: Oh anladım. Soru buydu..

Tom: Şuan herkes düşünüyor..

Bill: Düşünüyorum,acaba biriniz kız olsaydı hanginize aşık olurdum...? (dıııt,yine yanlış Bill xD)

Georg: Beni hala seviyor musun? Belki bu olabilirdi.

Tom: Şuan herkes uzun bir süredir bunun hakkında düşünüyor gibi görünüyor ama bu çok açık, bana yeterince belli ettiniz.Bu benim.

Gustav: Meydan okumuyorum...

Bill: Bir dakika bekleyin.Sonunda anlayabildim. Eğer ben bir kız olsaydım hanginize aşık olacağımı mı soruyor? (sonunda xD)

Tom: Aynen öyle Bill...

Georg: Ben Gustav'a aşık olurdum.. çünkü seksüel durgunluk en çok onda var.

Bill: Tamam o zaman benim cevabım hala doğru. Georg. Evet,çünkü Georg biraz k.ltak.

Gustav: Evet ,o sapık.

Bill: Evet.

Tom: Evet... ben kesinlikle kendime aşık olurdum. ve diğerleri de bana aşık olurdu.

---

Q: Kendinizi 30 yaşındayken nasıl hayal ediyorsunuz? Bir malikane ve sizin rock kulübünüzü işleten iki çocuk?

Tom: Rock kulübü mü?

Georg: Bir malikane aldığımı hayal edebiliyorum.

Tom: Malikane.

Bill: Umarım bir malikane .. ve umarım bir de dövme stüdyosu.

Tom: Ben de senin için bir dövme stüdyosu düşünüyorum ve senin kendi kulübünü.

Bill: Ve ben de senin kendine ait kulübünü.. kendine ait otelini ve yirmi köpeğini ve hala müzik yapıyor olmanı..

---

Q: Kiminle yer değiştirmek isterdiniz?

Gustav: Kesinlikle Georg. O en kaygısız insan..İnanılmaz.

Tom: Ben de Georg'la yer değiştirirdim.

Bill: Ben de.

Tom: Çünkü hepimizin içinde işi en kolay olan o. Birincisi,enstrumanı en kolay çalınanı.İkincisi, bütün gün yapacak bir şeyi olmuyor.Evet.

Georg: Ben hiç kimseyle yer değiştirmek istemiyorum.

Tom: Georg olmanın en güzel tarafı da onun gerçek aşkını bulmuş olması.

Bill: Evet.. Georg'la yer değiştirmek isterdim..

---

Q: Korku filmi izliyor musunuz? İzlerken bazen gözlerinizi kapıyor musunuz?

Bill ve Tom birlikte : Korku filmi izlemeyi seviyorum!

Tom: Korku filmlerine bayılıyorum.

Bill: Ben de.İzlemeyi seviyorum.Ve gözlerini kapatmak çok saçma. Çünkü o zaman zaten izlemene gerek yok.

Tom: Ben toplu katliam filmlerini seviyorum.

Bill: Ben gerçekten "Hostel" i sevmiştim.

Tom: Evet.. "The Hostel.."

Georg: Ayrıca şu basmakalıp korku filmlerini de severim.

Tom: Testere.Testere filmleri.

Bill: Oh,Testere. Harika filmler. Büyük bir hayranım.

---

Q: Gizlilik.. Hangi hayran hareketleri sınırı aşıyor?

Bill: Özel hayatımıza karışanlar,yani bunlar evimizin önünden geçen herkes, stüdyomuzun önündeki herkes. Hiçbiri normal bir hayat yaşamamıza izin vermiyor.

Tom: Bu çok ileri gidiyor.

Bill: ….bu sınırı aşıyor. Ve tabii ailemiz ve arkadaşlarımızla iletişim kurmaya çalışanlar da..

Tom: Bunlardan başka her şey serbest.

---

Q: Hayranlarınıza imreniyor musunuz?

Bill: Bence,bir konsere gitmek harika. Mükemmel bir deneyim olmalı..

Tom: Bir Tokio Hotel konseri izlemek isterdim.

Bill: Evet ben de. Çok yapmak isterim,seyircilerin arasından izlemeyi, genel bir bakışla görmeyi.Çünkü herkes kendine odaklanmış oluyor. Hayranlarımıza imreniyorum çünkü bir konsere arkadaşlarıyla veya sevgilileriyle gidebiliyorlar.

---

Q: Gustav..bir gün için başbakan olsaydın ne yapardın?

Gustav: Kimse bunu bilmek istemez.

Georg: Harika.O zaman sadece 19 soru kaldı?

Tom: Mükemmel.

Bill: Süper.

Georg: Gustav büyük ihtimalle okuldan kurtulurdu.

Tom: Eğer ben başbakan olsaydım yapmak istediğim şey bir test yapmak olurdu.

Georg: Ne için?

Tom: Sürücü belgesi olan herkes için. Özel bir test . Hangisi olduğunu bilmiyorum ama ekstra bir test olurdu,ve testi geçen herkes istediği her yere sürebilirdi. İstediği kadar hızlı sürebilir,istediği yere gidebilir.. (çekmiş galiba trafik kurallarından xD)

Georg: Bu harika bir fikir.

Tom: Ama tabi çok zor bir test olmalı.Ama ben zaten geçerdim. Almanya'da seçilmiş sürücüler olurdu. Şey gibi..

Georg: Bir Michael-Schumacher-lisansı.

Tom: Bir Michael-Schumacher-lisansı.. ayrıca yapmak istediğim diğer bir şey de arabanın ön camının da karartılmış olmasına izin vermek olurdu.

Bill: karartılmış.. evet.

Tom: Yolu kullananlar için çok risk oluyor , ön camın karartılmış olmasına izin verilmiyor. Ne kadar fazla kızın böyle kullandığına inanamazsınız ..oooo, ve sonra ağaca çarpıyorlar. Birkaç kere oldu. Son örnek Jessica Alba.Amerikadaydık ve Mercedesini ağaca çarptı.

Bill: Bu gerçekten çok kötü,görebiliyorum.

---

Q: Bu aralar ağzınıza takılan bir şarkı var mı?

Bill: Automatic...Automatic

Georg: Durch den Monsun

Bill: Söylemeliyim ki bu sıralarda müziğimizle çok meşgulüz çünkü bütün zaman boyunca albüm üstünde çalıştık, diğer müzikleri fazla dinlemedik. Ama dinlediğim diğer müziklerden biri de Kings Of Lion.Onları gerçekten seviyorum.

Tom: Bir şarkılarını söyleyebilirmisin?

Bill: Ooo yapamam..Ben sadece "Automatic...Automatic" diyebilirim..

Tom: Automatic...

---

Q: Eğer bir TH fanı olsaydınız ve kendi konserinize gitseydiniz, büyük bir pankarta ne yazardınız, ve yanınıza ne alırdınız?

Tom: Pankarta yazmak mı..?

Bill: Yanıma bir şey almazdım.Eğer fırlatırsam canımız yanabilir.

Georg: Pil alırdım.

Bill: Hiç sert bir obje almazdım.

Tom: Özellikle Georg'u çekmek için yanıma pil alırdım.

Bill: Oyuncaak! Havlu oyuncakları seviyorum,çok yumuşaklar. eğer birini seçseydim havlu oyuncak alırdım. Çünkü peluşları sevmiyorum. Çok sertler.

Tom: Ve pankarta diğer herkesin de yaptığı gibi "Georg "yazardım.

Gustav: Georg sen en iyi örneksin.

Tom: veya ,"Georg gözden düşen, Tom öne çıkan"

Bill: Ben öyle yazmak istemezdim. Ben bir süpriz olsun isterdim,bazen çok değişik pankartlar oluyor.Ama bir pankarta ne yazardım bilmiyorum.Hatırlıyorum da bir gün bir mektup yazmıştım ... neyse. Şimdi onu anlatmayacağım.

---

Q: Bedeninizin araştırılması için organlarınızı bağışlar mıydınız?

Bill: Hayır...

Tom: Organ bağışlamak.. duruma göre değişir.

Bill: Organlar...

Tom: Hepsini mi bağışlayacağım?

Bill: Organlarını bağışlayacaksın,evet.

Tom: Mesela,Bill'in bir organa ihtiyacı olsaydı ve benim de işime yaramıyor olsaydı onu verirdim.

Bill: Her halükarda.

Tom: ...kişiye bağlı.

Bill: Kesinlikle,kişiye bağlı.

Tom: Georg için bunu yapmazdım.

Bill: Aynen.

Georg: Ama iki beyninden birini bana bağışlayabilirdin.

Tom: Eveeeet.

Bill: Gerçekten,organlarını bağışlamak.. Bu gerçekten de bağışlayacağınız insana ve duruma bağlı. Eğer bunu yapabiliyorsanız ve tıbbi açıdan da sorun yoksa yapabilirsiniz.Bence iyi bir fikir. Ama ben öldükten sonra bedenimi araştırma için kullanmak .. imkanı yok.. Bunu ölü bedenlerle yapmak iğrenç bir şey.

Georg: Ve ailen ve akrabaların için de aynısı geçerli.Öldükten sonra gömülmeyeceğini bilmek kötü bir duygu olmalı.

Bill: Kesinlikle.

Georg: Ve biri seni parçalara ayırıyor..

Bill: Bunun rütbeyle,itibarla da ilgisi yok.

Tom: Benim ciddi olarak düşündüğüm tek şey sperm bağışlamak.

Georg: Sperm.. onlardan sende yeteri kadar var.

Tom: Evet bende yeteri kadar var.Aslında çoktan bunu yaptım.Direk olarak bağışladım. (anladınız siz onu. :018: )

---

Q: Eğer bir süper gücünüz olsaydı bu ne olurdu?

Bill: Görünmez olmayı isterdim. Bunun için bir düğmem olmasını.

Tom: Evet,görünmezlik.

Bill: Görünmez olabilmek harika olurdu.

Georg: Ben uçabilmek ve görünmez olmak arasında karar veremiyorum.

Bill: Uçmak da çok havalı.

Gustav: Ben ikisini de alıyorum.

Tom: ya da ışınlanmak.

Bill: Evet, birimiz uçabilirdi ve diğerleri de görünmez olurdu.Ben görünmez olurdum çünkü bir şekilde sen uçarken sana tutunurdum ve ben de uçabilirdim.Yani ikisine de sahip olmuş olurdum. (vay akıllı)

Tom: Ya da ışınlanarak.

Gustav: Benim motorum aşırı yüklü olurdu.

Bill: Doğru.O yüzden Georg'la uçmak zorundayım.

---

Q: Bill..bazı Nokia fotoğraflarında Darth Vader gibi görünüyorsun. Star Wars 'u sever misin?

Bill: Dürüst olmak gerekirse, Star Wars'u hiç izlemedim.

Tom: Tabi,Tabi.. Tabii ki de izledin. Benimle,sinemada.

Bill: Dalga mı geçiyorsun? Star Wars?

Tom: Yeni olanı diyorum.Eskileri değil.

Georg: O "Star Trek" di.

Tom: Hayır. O filmdi.

Bill: Her neyse.Film hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Tiplerini bilmiyorum,adlarını bilmiyorum.. Bunlara dikkat etmedim.

Georg: Tüylü olanın adı ne.. o çok tatlı.

Tom: Evet o tatlı.

Bill: Kim?

Georg: Şu konuşamayan.

Bill: Bu şu "Bir İki. Bir İki." li film mi?

Tom: Lazer kılıçlı film.

Gustav: Aslında o yaratığın adı R2D2 .

Bill: Oh, R2 D2.

Tom: O gerçekten çok tatlı.

Georg: Tüylü olan.. O harika.

Tom: Evet,harika.

Gustav: Uçandan mı bahsediyorsunuz?

Georg: Hayır,büyük olanı.

Tom: Dostum..Üstad olan.

Georg: Chubaka.....bu onun adı.

Tom: Ben yardımcı üstaddan bahsediyorum.

Georg: Küçük olan. Biraz sana benziyor.

Tom: Kesinlikle.

---

Q: Hiç Altın plağınızıCD çalara koydunuz mu,gerçekten içinde ne olduğunu merak ettiniz mi?

Bill: Dürüst olmak gerekirse,sanırım onda müzik yok.

Tom: Tabi ki.Bir hikaye vardı..

Bill: Biri bize onların içinde değişik bir şey olduğunu söylemişti.Ama dürüstçe,ben onlara inanmıyorum.

Tom: Açıkcası ben hayal edebiliyorum, kayıt şirketleri onları bildiğimiz kadarıyla her türlü masrafı kesiyorlar. Fazla satılmayan bir plastiği veya David Hasselhoff gibi sanatçıların CD'sini alıyorlar, sonra bundan bir altın plak yapıyorlar.

---

Q: Hangi filmde başrolü oynamak isterdiniz?

Bill: Ben bir vampir filminde oynamak isterdim. Ve söylemeliyim ki Alacakaranlık'daki başrölü kıskanıyorum. Eğer bana sorsalardı büyük ihtimalle ... evet,kesinlikle kabul ederdim.

Tom: Ben bir aksiyon filminde oynamak isterdim.

Georg: "2 Fast 2 Furious" tam sana göre olurdu.Uyardı.

Tom: Harika olurdu. Çok hızlı çok öfkeli.

Georg: Vin Diesel'le oynardın.

Tom: Evet , Vin Diesel 'le.

Bill: Ya da Olsen İkizleriyla "New York'da Çılgın Bir Gün" filminde oynamak isterdim, şu duşlu olan.
Georg: Sen kimi oynayacaktın? Duş Kabinini mi ?

Bill: Evet, duş kabini veya duş olabilirdim..

---

Q: Bill...hiç Tom'u kendi istediğin gibi giydirip ,makyaj yapabildin mi?

Bill: Evet, çoktan yaptım. Tom yeni bir kuaföre sahip.

Tom: Pffff...

Bill: Bu benim yarattığım stil...

Tom: Yani bunu söylerek benim mükemmel göründüğümü itiraf etmiş oldun.

Bill: Tabi ki. Önceki halinden daha iyi görünüyor. Bol tişörtleri artık yok..

Tom: Bu doğru değil.

Bill: Öncekinden daha iyi görünüyorsun.

Tom: ….bol tişörtleri kastettim.

Bill: Bu doğru olan stil. Endişelenme, bir göz atarım. En azından Tom'un kendine ait bir stili var. Ve bunu kendi haline bırakıyoruz, caddede yürüyerek. Ve ikimiz de aptal göründüğümüzü düşünüyoruz.Bu en iyisi ve yapıyoruz.

"""[/center]
[/quote]